Gündemden Özet Bilgiler:
1986 Yılında ilk ünitesinin kurulması ile Yeniköy Termik santrali ve 1994 yılında iki ünitesinin tamamlanması ile Kemerköy Termik Santrali çalışmaya başlamıştır. Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ve Linyit Maden İşletmesinin 2014 yılında özelleştirilmesi ile birlikte YK Enerji şirketi, IC İçtaş Enerji ve Limak Enerji ortaklığı ile maden sahasını ve termik santrallerini işletmek üzere kuruldu. Her iki santrali de 2014 yılından bu yana YK Enerji şirketi işletmektedir.
Yeniköy Termik Santrali 420 MW , Kemerköy Termik Santrali 630 MW gücündedir. Bölgedeki santrallerin, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’ini, Ege’de kullanılan elektriğin ise yüzde 62’sini karşılandığının ve 2023 Eylül ayına kadar Akbelen sahasında madencilik faaliyetleri devam etmediği takdirde elektrik üretimi 2024 yılı içerisinde durmak zorunda kalacağı söyleniyor.
Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL) tarafından hazırlanan “Kronik kömür kirliliği Türkiye: Kümülatif sağlık etkileri” isimli raporunda Türkiye’nin kömürden elektrik üretimine bağımlılığının neden olduğu sağlık etkileri ve maliyetlerini ortaya koydu. Raporda Yeniköy Termik Santrali’nin 1986’dan beri 23 bin 595 kişinin erken yaşta ölümüne yol açtığı belirtildi. Muğla’daki üç santralin 38 yılda 68.324 can aldığının vurgulandığı raporda, 36 yılda santralin yol açtığı toplam sağlık maliyetinin ise 508 Milyar TL olduğu belirtildi.
2019 yılında yayınlanan “Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği” raporunu incelediğimizde sadece 2019 yılı içerisinde Türkiye’deki sağlık maliyetinin yılda 26,07-53,60 milyar Türk Lirası yani sağlık harcamalarının %27’si olduğu tahmin ediliyor (TÜİK 2019 sağlık harcamaları istatistikleri: 201,03 milyar TL). Verileri 36 yıla yaydığımızda söylenen sağlık maliyetlerinin düşük kalacağı görülmektedir.
Günümüzde günlük yaşamda, ulaşımda, sanayide ve iş dünyasında yenilenebilir enerjiye geçiş politikaları ve uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Sadece Muğla Milas bölgesindeki Termik Santrallerin gücü olan 1000 MW gücüne eşdeğer yenilenebilir enerji üretimine yatırım yapmak bile uzun süreli ve maliyetli olduğunu biliyoruz. Ancak uzun vadede kazanımları ve toplumsal faydası daha yüksek ve sürdürülebilir olacak olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye’de 2021 yılında 537 bin hektarlık orman alanı kaybının 87 hektarlık kısmı yangınlar nedeniyle kaybedildi. Sıcaklık kaynaklı yok olan ormanlar sıcaklığın artmasına da sebep olduğundan her yıl yangınlar da yangınlardan kaynaklı orman kayıpları da artarak devam ediyor. Ormanların yok olması ayrıca yağışa ve canlı yaşamına da olumsuz etki ediyor.
Sıcaklık, kuraklık, susuzluk ve hava kirliliği gibi sorunların her geçen gün ciddi oranda yükseldiği ve yaşamımızı ciddi oranda tehdit ettiği günümüzde ormanlarımızı, su kaynaklarımızı ve tarım arazilerimizi yok etmek herhangi bir açıdan mantıklı değildir. Ayrıca sadece sermaye çıkarları sebebiyle bölge köylerinde yaşayanları yaşadıkları yerden sürmek insanlık dışı bir uygulamadır.
YK Enerji, Akbelen’de bizlere iki seçenek sunuyor. Birinci seçenekte bir ay içerisinde Akbelen Ormanı yok edilip maden çıkarmaya devam edilecek ki elektrik üretimi devam edebilsin. İkinci seçenekte ise maden çalışması duracak ve bir sene içerisinde elektrikler kesilecek. Düşündüğümüzde sunulan bu seçeneklerin ikisi de kötü sonuç doğuruyor. Halbuki ülke olarak enerji politikalarımızı sürdürülebilir kalkınmaya odaklı olarak yenilediğimizde ve yenilenebilir enerji üretimine yatırım yapmaya başladığımızda çok kısa bir süre sonra bir daha asla bu gibi daima kötü sonuçlanacak seçeneklerden birini seçmek zorunda kalmayacağız.
İDAME Derneği olarak günümüzde yaşadığımız iklimsel ve çevresel ciddi sorunlarımızı çözmek yerine Akbelen Ormanları dahil hiçbir ormanımızın, su kaynaklarımızın, tarım arazilerimizin yok edilmesine ve insanlarımızın yaşadıkları yeri terk etmek zorunda bırakılmasına karşıyız. Günümüz dünyasında alternatif ve doğa ile uyumlu çözümler varken, bir ağacın dalı kesilmesin diye köşkün yerini değiştirme kararı veren Mustafa Kemal Atatürk gibi bir kurucu lidere sahip cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, ülkemizde bu sorunların konuşuluyor olmasından utanç duyuyoruz.
Comments are closed